28 Ağustos 2012 Salı

Madrid

Hola e todos !! :)
Yurtdısında bir is bulup orada yasamayı hayal ederim arasıra, herhangi bir İtalyan veya İspanyol sehiri olabilirdi , ta ki Madrid'i görene kadar...

      
Madrid de her yer birbirine yakın, sokaklar düzenli, binalar güzel, hava nefis, simdi anlatırken bile icim sızladı .....
Madrid bir cok meydandan , büyük caddelerden olusan bir sehir, gezmeye bu büyük meydanlardan biri olan Puerto Del Sol 'dan baslayabilirsiniz.Puerto Del Sol, Ortaçağda surlarla cevrili sehrin giris kapısı. Daha sonradan surlar yıkılınca sehrin önemli merkezlerinden biri haline gelmis.  Ayrıca meydanda yerel yönetim binası önünde, İspanya'nın merkez noktası kabul edilen "0" noktasını da görebilirsiniz.

İspanya'nın  merkezi "0" noktası
                     
Puerto Del Sol - Yerel Yönetim Binası 
            
El Oso y El Madrono
Meydanda ayrıca 1966 yılında Antonio Navarro Santefe tarafından yapılmıs,20 ton agırlıgındaki bronz Ayı ve Madrono ( bir cesit cilek agacı) heykelini görebilirsiniz.



  
Madrid, yürümeyi seven sevmeyen herkes icin ideal bir sehir, metro kullanmadan, sehir gezilebiliyor. Puerta Del Sol'da yerel yönetim binasını arkanıza alarak ana cadde Gran Via ya dogru cıkın, hangi sokaktan cıktıgınız hic önemli degil cünkü her yer dükkan , cafe ve korunmus tarihi binalarla dolu.
    
 Gran Via
 
 Puerta Del Sol'dan Gran Via'ya cıkarken 
  
Aklıma gelmisken kücük bir tüyo; Madrid'de ayakkabılar kalite, orijinal, deri ve fiyatları da makul oranda, ben bunu Madrid'den döndükten sonra ögrendim bilseydim 2 yerine 4 olmadı 5 en kötü 6 ayakkabı alırdım :)

                                        
    Central Post Office

 Evet bu bina Saray degil sadece postane, simdi gel de Madrid'de yasama !



                                     
Sıkıldım gezmekten alısveristen, ben illa  park isterim derseniz, gideceginiz yer, Parque del Retiro. İcinde kosu parkuru, güzel bahceleri, bir de göleti olan park, Atocha istasyonuna 5 dakika uzaklıkta. Sessiz, huzurlu, tertemiz nefis bir park. Munih'te English Garden da aynen bunun gibi cok güzel.


        Parque Del Retiro



 Park'da gez, dolas, dinlen huzur bul ama Madrid'in her kösesi öyle zaten bana göre .
                                     
   Plaza Mayor



Plaza Mayor, Habsburg zamanında II Flipe ve mimar Juan de Herrera tarafından planlanmıs fakat yapımına 1620 yılında III Felipe zamanında baslanmıs, Madrid'in ana merkezlerinden birisi. Meydanın ismi aslında Plaza Del Arrabel fakat zamanla büyük meydan yani Plaza Mayor olarak anılmıs.
     
     Plaza Mayor - III Flipe'nin heykeli



Pazar günleri Plaza Mayor da bit pazarı kuruluyor duyumunu alınca Pazar sabahı kostum hemen meydana, bir suru eski para, pul koleksiyoncusu vardı ama baska bir sey göremedim. Sabah 10 da gittigim icinde görememis olabilirim tabi ki. Ama zaten bit pazarlarında genelde bakarım ama bir turlu icime sindirim alamam. Sonradan ögrendim ki burada para,pul tarzı seyler icin pazar kuruluyormus asıl bit pazarı El Rastro'daymıs.
O yüzden rotayı henüz gezmedigimiz -Palacio Real- Kraliyet Sarayına ceviriyoruz.

                                     
      İşin uzmanı koleksiyonları incelerken



                                      
Plaza Mayor'dan Palacio Real'e giderken, Mercado de San Miguel ugruyoruz. Burası klasik Avrupa pazarlarından icinde yiyecek hersey var ,hangisini alsam, ne yesem diye vakit gecip gidiyor :)
                                        



                                      
         Simdi yazarken canım cekti ama :)
      Meshur Ayı Heykeline Palacio Real'e giderken kaldırdımda  rastladık.
 
   Monastreio De Las Descalzas Reales
Rahibeler manastarı, Rivayete göre 16 yy da II.Felibe kızını evlendirmek istemeyip bu sarayda saklamıs. 1960 yılından beri manastır dini müze olarak kullanılmakta.



Sehir gezilerinde tarihi binalar özellikle saraylar sanırım en cok ilgi ceken yerler olmustur. Palacio Real'de Avrupa da gezilmesi gereken saraylardan birisi.
                                
      Palacio Real- Kraliyet Sarayı

Aslında Sarayın tarihi 10 yy da Mağriplilere kadar dayanıyor. O zamanlar sarayın yerinde Mayrit kalesi varmıs. Madrid sehri de ismini buradan almaktadır. Kale 1085 yılında Kastilya ve Leon Kralı VI Alfonso tarafından ele gecirilip, zamanla degisiklige ugramıs, en son 24 Aralık 1734'de cıkan büyük yangından sonra kral V Philip tarafından, yepyeni bir saray yaptırılmıs. Saray halen törenlerde kraliyet ailesi tarafından kullanılmaktadır.




                              
2800 odalı saray aynı zamanda Avrupa'nın da en genis sarayıymıs.Sarayın cok kucuk bir bolumu geziye acık herhalde o yüzden Versailles Sarayı benim gözüme daha büyük gelmisti.

                                     

                                     
Palacio Real'den cıkıp Plaza Espana'ya dogru giderseniz yolda Don Kisot'a rastlayabilirsiniz. Miguel De Cervantes'in ünlü karakteri, yazarının anısına güzel bir parkın icinde sizi bekliyor.
        
           Don Quijote y  Sancho Panza
                                   
Madrid binaları,anıtları, heykelleri, yasam tarzı  ile benim icimi acan, bambaska bir sehir .Gidiniz, görünüz doyamadınız bir daha gidiniz :)

                                       
Evet ben bu sehri cok sevdim ama tabi ki gezmeye devam. Toledo, Lizbon, Portekiz'in güneyi Algarve pek yakında vizyonda......


13 Ağustos 2012 Pazartesi

Kanarya Adaları-Tenerife

Bir baska güzel Kanarya Adası Tenerife
 Kafeleri ,dükkanları, güzel sokakları ile merkez Santa Cruz'u, Dünyanın en büyük 3. volkanik dagı El teide'yi, upuzun güzel kumsalları, Bircok  papagan ,hayvan cesidine ev sahipligi yapan Loro parkı, yaz festivalleri ,Tenerife gidilmeli , ama nasıl gezmeli?

Önce cok güzel bir otel secmeli.  Nefis sabah kahvaltısı ve harika servisi, güzel odaları ve güzel havuzlu ic avlusu ile bu  İberostar Grand Hotel Mencey olmalı.
                                  İberostar Gran Hotel Mency

Daha sonra aksam üstleri Santa Cruza inmeli, önce tüm sokakları gezip girilmedik dükkan bırakmamalı, sonra Espana meydanındaki  güzel kafelerden birinde oturup birseyler atıstırmalı...


                                       Iglesia de la Concepcion
İspanyolar ilk adaya ayak bastıgında yapılmıs olan chapel'in daha sonralarda kiliseye cevrilmis binanın onunde resim cektirmeli....


        
   Adada dünyanın en büyük  3. volkanik yanardagı El Teide'ye gidilmeli.....

  Daga tırmanırken bulutların hizasında yagmurlu, ruzgarlı ,soguk havada donmalı.....
  5 dakika sonra bulutların ustunde sıcacık günes ve mis gibi hava da ısınmalı..
Bir de gunese bu kadar yakınken,  bol bol koruyucu surmeli, sapka takmalı. Bu bolum cok onemli :)


Teleferik ile cıkılan tepenin parkurunda gezinmeli , manzaranın resimlerini cekip, El teide ile poz vermeli.



Birde üstüne icinde kendi resmin olan sertifika almalı , ben El Teide'ye cıktım diye. Ama resmi begenmediysen bloga koymamalı :)



Temmuz da Tenerifte Festival zamanı, Puerto de la Cruz'a gidip, Katoliklerin azizi, balıkcıların ve denizcilerin koruyucusu Virgin del Carmen'in onuruna duzenlenen festivel katılmalı.


El Teide, Festival iyi güzel ama denize girmeyecekmiyiz dersen, İste deniz.......
 Santa Cruz yakınında dagın eteklerindeki Palmiye agaclarıyla kaplı Teresites plajına gitmeli






Ya da , adanın güneyindeki  Los Cristionas'daki bircok plajdan birine gitmeli, upuzun kumsalda herhangi bir plaja girmeli, günesin ve denizin tadını cıkarmalı....

Sizce güzel bir tatil nasıl olmalı?