9 Mayıs 2012 Çarşamba

Melekler Sehri- Bangkok

Uzakdogu sehirleri benim icin ilginc ve heyecan verici ama aynı zamanda da farklı. Görmek gezmek cok guzel ama yasamak ister miyim pek bilmiyorum. İste Bangkok da onlardan biri. Tayland'ın baskenti , "Krung Thep" namı deger melekler sehri............

11. Yy'da  göç eden Güneydogu Cinlilerin olusturdugu krallık , Thai krallıgının baslangıcı olarak sayılıyor. Bildigim kaarıyla, Tayland ayrıca Avrupa istilasına ugramayan  tek Güneydogu Asya ülkesi .  Baskent Bangkok ise yeni ve eski, fakirlik ve zenginligin karıstıgı bir şehir. Bir yanda dev sık alısveris merkezleri , 1-2 sokak arkasında eski tapınaklar, aksamları ana caddelerde acılan pazarlar , minik butikler, sık restaurantlar onlerinde sokak yiyecek satıcıları .....Dolayısla sıkılacak hic vakit yok, her zevke hitap eden yerler var.
Hadi buyrun işte  Bangkok :)

Biz Kasım sonu bayram tatiline denk getirdigimiz bu tatilde yagmura , gunese her seye hazırlıklı olarak gitmistik. Hava genelde gunesli, ara ara yagmurlu oldukca sıcak ve nemliydi genelde. Tayland , Bangkok , Phuket, Koh Samui icin en guzel mevsim Aralık Subat arası, bol gunesli acık hava ,benden tavisye tercihinizi o tarihlerden yana kullanmaya bakın....

Hızlı tren ile sehrin bir cok yerine ulasım var. Biz otelimizi daha modern bir kesim olan Sukhumvit Road. da Legency Express olarak sectik. Cok dogru da bir secim yapmısız.Hem daha güvenli hem de yeni bir yerlesim yeri olmasından dolayı daha sık ve temiz bir bölge.

Skywalk dan otelimize giderken

Bangkok'da nereyi gezeyim nereleri goreyim derseniz, işte benim tavsiyelerim :)
Grand Palace & Wat Phra Kaew ( Temple of Emerald Buddha)
1782 yılında insa edilmis olan Kraliyet sarayı oldukca büyük ve güzel bir mimariye sahip. En kutsal kabul edilen Wat Phra Kaew ( Temple of Emerald Buddha) sarayın icinde bulunuyor.Mimari yapıların hepsi bir sureden sonra gozume aynı gelmeye basladı ama Grand Palace iclerinde en güzeli sanırım.

Kraliyet Sarayının ic bahcelerinden bir tanesi





Bonzai agacları ile suslu Kraliyet Sarayı bahcesi

Kraliyet sarayının oldukca yakınında  ise Wat Pho ( yatan budda) tapınagını görebilirsiniz. Bu Tayland'ın en eski ve en büyük tapınagı kabul ediliyor. Tapınak oldukca büyük ve güzel minik avlu ve bahcelerden olusuyor. Tüm tapınaklarda en cok sevdigim seyler ise hemen her avlu girisindeki heykeller oldu.






                 Tapınagın icindeki 46mt uzunlugunda 15 mt. yukseklikte yatan buda heykeli







Bir baska ünlü  buda  heykeli ise, 2000 li yıllarda Saf altından yapılmıs 5.5 ton agırlıgındaki Wat Traimit ( Golden Buddha ). Bangkok kucuk büyük bir cok tapınaga sahip, ama bir yerden sonra  Buda heykeli gormekten oldukca sıkıldık. O yüzden Golden Buddha'yı es gecip kendimizi sokaklara attık.


Tabi ki her yere tuk tukla giderek :)))


Yasasın minik dükkanlar.....

Tayland'a gitmeden  önce  Koh San Road da bir turizm acentasından tur icin rezervasyon yaptırdım. Tur , Ülkenin en ünlü yüzen pazarı olan Damnoen Saduak, Kanchanaburi deki Kwai Koprusu ve Tiger temple turunu kapsıyordu. Bir gece onceden gidip biletlerimizi aldık, otel bilgilerimizi verdik. Turumuz hazır olmus oldu. Forumlarda bahsedilen Koh San Road'u da aksam gorme sansımız oldu. Bir cok gezgin buranın en turistik yer oldugundan bahsetmis, bana göre ise, yarım saat gormenin yetecegi bir yer :)

Kalabalık, sokak satıcıları, kotu , pis özensiz kafelerden olusan bir sokak. Tarihi birşey yok, güzel birşey yok. Ama Tur acentaları orada oldugu icin mecburen gidip gorduk. Orda tek sevdigim sey, yedigim en güzel noodle oldu :) Bu noodle ve diger  sokak kızartmaları sayesinde 3 kilo alarak dondum !!!

Restaurantların agız tadı malesef bize hic uymadı. Ben ki pek yemek ayırmam ve herşeyi denerim. Ama ne kadar özenle resataurant sectiysek, yemeklerde kullanılan agır sosun tadı ve kokusu  bizi mahvetti. Oysa sokaklar sac da pisen noodle'lar, kızartmalar, mevyeler hepsi nefisti :) Alısveris merkezlerinde ki , fast food uzakdogu yiyecekleri de oldukca güzeldi.

                                                                     Dürüm Sushi 

Ayarladıgımız turun bizi sabah gelip otelden almasıyla sehrin biraz dısına yolcugumuz baslıyor. Yüzen carsıya oldukca erken gitmek gerekli cunku ogle saati carsı kapanıyor. Bir de üstüne cok turistik bir bölge oldugu icin rahat gezme sansınız olmuyor. Minibusumuzle 1 saat yolculuktan sonra,  uzun botlarla nehirden yüzen carsıya dogru yol alıyoruz.

Nehrin kenarları evlerle dolu, venedik amsterdam gibi evin onune araba degil botunu park ediyorsun :)


Uzun botlar ile 10 dakika yolculuk sonrasında Damnoen Saduak 'a ulasıyoruz. Bu carsı nehrin kısa bir bolumunun 2 yakasına kurulmus acık pazarlar, ve nehrin 2 yanından duran uzun teknelerde satıs yapan satıcılardan olusuyor.


Bu teyze meshur sanırım baska bir blogta da resmini gordum :)

Oldukca ilginc bir yer ama gezmek icin 1 saat yeterli, isteyen yine uzun teknelerde nehir turu yapabilir ama satıcıların tekneleri bazı yerleri kilit hale getirmis. Bizde bota binmek yerine nehrin kenarından gezmeyi tercih ettik.

Yüzen carsı sonrası , sırada ünlü Kwai koprusu var, Kopru gezi treni tarafından kullanılıyor.Bircok kisi de kopruyu yuruyerek geciyor. Benim gibi yukseklik korkusu olan biri malesef kopruyu yuruyerek gecemedi. Koprunun ortasına gelmeden korkudan tas kesilince, yarı aglamaklı olarak sevgilim tarafından koprunun basına geri goturuldum. Ama gordum mu gordum valla , yürümek sart mı canımmm?




Budist rahipler tarafından bakılıp büyütülen kaplan tapınagı bizim icin turun en güzel bölümünü olusturdu.
İcerisinde bir cok hayvanında bulunup dogal ortamında rahatca gezdigi yer olan tapınakta, gunun belli saatlerinde rahipler esliginde kaplanlarla resim cekilebiliyorsunuz. Bir bölge ziyarete kapalı ve icerisinde baglı bir cok kaplan var. Sırayla 2 rahip ile beraber bolgeye giriyorsunuz. Ustunuzde canta, gozluk sapka  yada sallanan bir sey bulunmamalı aksi takdirde kaplanlar sizinle oyun oynamak isteyebilirmis.
Fotograf makinasını rahiplerden birisi alıyor, digeri de elinizden tutup tek tek kaplanların yanına goturup size poz verdiriyor.

Rahipler cekim ve poz konusunda gayet profosyonel olmuslar, size en az 10 tane resim cekiyorlar.

Minik kedilerden birisi beslenirken


Murat ve kedisi :)

Koh Samui yazımda da belirttigim gibi, Taylanda tur acentalarının duzgun ve dakik calısmalarından ben oldukca memnun kaldım. Tabi dogru secimler sans da olabilir :)

Bangkok da gorebileceginiz bir baska meshur tapınak Wat Arun ( Temple of dawn).Sabah günesinde , nehrin kenarında pırıl pırıl parladıgı icin, ismini Hintli Safak tanrısı Aruna dan  almıs.
Tapınagın giris kapısı

Tapınaga cıkmak icin upuzun dik merdivenler kullanılıyor. Bir kısmı tehlikeli oldugu icin kapatılmıs durumda.

                                                  Chao Phraya nehrinden Wat Arun

Sehirde benim en cok sevdigim, buyuk alısveris merkezlerinin aralarında bulunan minik pasajlar, dar sokaklar arasındaki butikler oldu. Cok sık ve guzel seyler gayet uygun fiyatınaydı. Ama vakit kısıtlı olunca birde benim gibi kararsız olunca, 3-4 gun yetmedi bana alısveris icin :)

Bir sonraki destinasyonda gorusmek üzere.....................









Hiç yorum yok: