18 Kasım 2011 Cuma

Helsinki

Helsinki Açıkçası görülecek o kadar çok yer var ki, Helsinki benim listemin ilk sıralarında yer almıyor. Ama çalıştığım firmanın eğitimi için orada 5 gün kalınca, eğitim sonrası 3 gün daha orada kalarak ne var ne yok görmüş oldum.

Ekim sonu orada hava çok soğuk olur diye düşünerek gittiğim için oldukça kalın şeylerler doldurdum valizi . Ama hiç buna gerek kalmadı. Ekim sonu hava en düşük 2 en yüksek 11-12 derecelerdeydi, normal bir kazak ve bir mont veya palto ile gayet rahat gezebildik. Hatta eğitimdeki bir gün İstanbul’u sel götürürken Helsinki de soğuk ama pırıl pırıl güneşli bir hava vardı.

Gelelim ne var bu Helsinki de valla bence hiç bişey yok. Merkez çok küçük bir yer, birine paralel 2 ana yol var, birinden sahile doğru inip ötekinden yukarı çıkıyorsun, bütün binalar toprak renklerinde, 2 tane güzel katedral var görülebilecek.

Helsinki yaz aylarında ziyaret etmek için daha uygun bir şehir. Yaz boyu, festivaller ve eğlenceler yapılıyormuş ve gezilecek tarihi turistik adalarda mesela suomenlinna, yaz sezonu bir çok aktivite oluyormuş. Hem de beyaz geceleri yaşamış oluyorsunuz.


Ben is icin Scandic Hotel de kalmıstım cok da begenmistim, ama daha sonra haftasonu gezmek icin baska otele gectik ve Avrupa daki en ilginc otellerden birini bulduk ……..

İşte  kaldıgım nefis otel Katajanokka, eskiden bir hapishaneymis , hotelin konsepti aynı sekilde devam etmis ,bakınız resimdeki restaurantın ismine J





Bu da kahvaltımız tabi ki hapishanedeki gibi tum tabaklar ve bardaklar metal …

Ayrıca tum personel cizgili hapishane kıyafeti giyiyor J

Helsinki’nin en güzel yanı, aksam saatlerine kadar insanlar sokakta ve dükkanlar Pazar günü dahil acık, Munih’te saat 6 da bütün dükkanlar kapanıp insanlar bir anda yollarda azalmış ve bu hiç hoşuma gitmemişti. Burada dışarıdan bakınca her yer bina, restorant bakıyorsun az, dükkan yok diye düşünürken bir alışveriş merkezine girerek Helsinki de yasamı keşfediyoruz. Bu şehir de bir çok yer binaların iç kısımlarındaki avlularda veya altında !!! Havanın kısın soğuk olması bunun en büyük etken sanırım. Merkezdeki iki büyük alışveriş merkezi Forum herhalde 6-7 belki daha da fazla yan yana binanın ilk iki katında yer alıyor, Üst kısımlar ise ofis, restaurant, ev olarak kullanıyor. Buranın herhalde yaklaşık 8-10 kapısı var . Binaların bodrum kısmı da alışveriş merkezi, aynı zamanda da metro ağına inebiliyorsunuz. Forum’a yakin bir yerde Kampi adında başka bir alışveriş merkezi var bu binanın tamamı alışveriş merkezi ama aynı şekilde girişin alt kısmından metro ya, ve ana durak otobüs terminaline ulaşmanız mümkün. Buradaki otobus durağı da kapalı mekanda, kapalı otoparktan araca binebiliyorsun. Alışveriş merkezleri açıkçası bizdekilerin yanında bence sönük kalıyor. Bu alışveriş merkezlerinin yanında bir çok pasaj da var, hepsi yan yana.

Helsinki de yasamı keşfediyoruz demiştim, sonra alışveriş merkezine nerden girdi bu kız diyebilirsiniz. Hemen açıklıyorum, ilk 3-4 gün farkına varmadık ama sonradan baktıktı, herhangi bir pasajın ya da alışveriş merkezinin içine giriyorsun , yürüyerek metroyu kullanmadan, labirent gibi alt geçitlerden geçerek, öteki alışveriş merkezine, oradan tren istasyonuna, oradan diğer pasaja geçebiliyorsun. Tabi tüm bu pasajların içinde restaurant, cafe, dükkan, kuafor her şey ama her şey var. Bizim için olduksa karışıktı, sürekli oradan oraya dolaşıp durduk. Bir binaya girip ötekinden cıktık.

Şehir de turistik neresi var derseniz, rock churh diye bilinen Temppeliaukio Kirkko, Ortadoks Uspenski Katedrali, Helsinki Katedrali- Tempereen Tuomiokirkko, hava güzel ise Suomenlinna, sahilde ki Helsinki Market.

Suomenlinna kucuk motorlarla gecilen kucuk bir ada. Suomenlinna Helsinki henüz büyük bir liman olmadan önce İsveç krallığı zamanında kurulmuş bir yerleşim yeri. Daha sonra Rusların egemenliğine geçmis, konumu dolayısla savaş gemilerinin önemli bir limanı olan ada, Helsinki daha uğrak bir liman haline gelince de eski önemini yitirmiş. Bugün ise yazları festivallerin düzenlendiği yeşilin bol olduğu bir ada, aynı zamanda da UNESCO mirasları listesinde.



Suomelinna


Suomolinna da göl kenarında bir İsvec evi


 Temppleliaukio Kirkko- Rock church, kayaların içinde oyulmuş yuvarlak cam tavanı olan bir kilise. Tarihi bir yer değil sadece ilginç bir yapı. Dışarıdan bakınca ne olduğu anlaşılmıyor. İçerisinin ambiyansı hoş, biz gittiğimizde içeri de sanırım aksam için yapılacak konser için provalar vardı.

Tempereen Tuomiokirkko- Helsinki Katedrali, Bir tepenin üzerinde büyük beyaz bir katedral, Rus döneminde 1830 da yapıma başlanmış, bir Lutheran katedrali. Rus Carı Aziz Nikolosa ithaf edilmiş, ve ilk olarak bu isimle anılmış, simdi ise Helsinki Katedrali olarak tanınıyor. Katedrale, önündeki meydandan uzun merdivenleri çıkarak ulaşabiliyorsunuz. Katedralin önündeki bu meydanda ise ise Rus Carı Aleksander II nin bir heykeli yapılmış.


Tempereen Tuomiokirkko




Bu da gece yan tarafından cekilmis bir resim, 2 cepheninde mimarisi aynı


Benim favorim ise başka bir tepe de Ruslar tarafından yapılmış olan batının en büyük Ortodoks katedrali olan Uspenski Katedrali. Çok heybetli ve gösterişli ve bence Helsinki de ki en güzel bina Uspenski Katedrali

Uspenski Katedrali




Gelelim Helsinki Market’e ; Sahil kesiminde kapalı tek katlı uzun bir bina dışında tabela yok, acık mı kapalı mı belli değil. Allahtan gitmeden önce internette araştırma yapıp bakmıştık yoksa dışarıdan pek bir anlam ifade etmeyen eski hoş görüntülü küçük bir binaydı benim için.


Market Hall



Market Hall içinden bir görüntü İçerisi küçük stantlardan oluşan 2 yolu olan bir bina, bu stantlarda; et, balık, geyik eti, meyve-sebze, tatlı satan yerlerin yanı sıra , bir suru yiyecek yeri olan bir bina. Burada hayatımda gördüğüm en büyük ve en güzel deniz mahsulleri çorbasını içtim. Kocaman bir kase içinde parça balık, midye karides, yanında da zeytinyağlı ekmekler ile servis ediliyor. 8.5 Euro bir çorba için çok demiştim ama çok doyurucu olduğu için bu çorbaya değer diyorum. Zaten Helsinki de yiyecek coook pahalı gerçekten, İstanbul’un neredeyse 1.5- 2 katı . İşte nefis çorbam….



 Kase küçük gibi çıkmış ama kendisi aslında kocaman



Market Hall’ın ic kısmı


Helsinki den ne alınır derseniz ise, sadece 3 –4 tane hediyelik eşya dükkanı bulabildik.Helsinki ve Tallin’de aynı hediyelik eşyalar satılıyor,ahşap Viking bebekleri, Matruskalar, Troller. Ahşap Viking’i seçeneği çok olan Tallinn’den almıştım orada üstünde Estonia yazıyordu burada üstünde Helsinki yazıyor Muhtemelen Danimarka ve ya Norvec gitsem orada da aynı bebeklerden bulacağım.

Pazar günleri de market hall denilen limanın önündeki meydanda, Helsinki marketin de bulunduğu yerde pazar kuruluyor, burada hediyelik eşya, birçok gerçek tilki kürkünden yapılmış şapkalar, eldivenler, ceketler bulabilirsiniz. Büyük ihtimal ile bu kürk satıcıların çoğu Estonya’dan geliyor ve Tallinn’e nispeten çok daha yüksek fiyata bu kürkleri satmaya çalışıyor. Tallinde denediğim kürk şapka 150 –200 TL civarı bir paraya denk gelirken( tabi  o zaman Euro kuru 2 idi :) ) , pazarda denedim biraz daha güzel bir şapka için 250 Euro  gibi bir para istediler. Aynı zamanda balık satan stantlar, içi sıcacık olan sadece kahve ve tatlı satan küçük kapalı çadırlar da var. Kısın bu stantlar pek fazla değil, yazın ise her yer bu stantlardan doluyormuş.

Helsinki’den yayınımız bu kadar, Tallinn’de görüşmek üzere......

1 yorum:

Unknown dedi ki...

ne güzel kareler bunlar böyle:))